Türk tarihi boyunca kadın, cinsiyet ayrımı olmaksızın ve kimlik karmaşası yaşanmaksızın sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamın ayrılmaz parçası olarak, ilkelerin koruyucusu ülkülerinse hayata geçiricisi rolü üstlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, kadının Türk Tarihi boyunca taşıdığı önemli rolün devamının sağlanabilmesi için günün olanakları ve gerekleri doğrultusunda kadına geniş imkânlar sunmuştur.

Ancak büyük bir üzüntü ile ifade etmek gerekir ki günümüzde toplumun dezavantajlı kesimleri tanımlanırken kadınlar da önemli oranda bu grup içerisinde yer almaktadır.

Kadın Hareketi Derneği, kendisini konumlandırırken, Türk kadınının acı ve mücadelelerle yoğurarak bugünlere taşıdığı birikim ve deneyimleri vefayla sahiplenme ve bugün kadınların yaşadığı sorunlara çare arayışını ilk sıralarda değerlendirmektedir.
Bu değerlendirme geçmiş ve gelecek arasında bir köprü olabilme arayışının da yansıması olarak nitelendirilmelidir.

“Lider Ülke Türkiye” vizyonu vazgeçilemez ülkümüzdür ve bu ülkünün hayata geçirilmesinde kadının sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamdaki rolünün güçlendirilmesi gerekmektedir. Ortaya konulan hedef büyüktür ve gerekleri; çok kapsamlı, kesintisiz süreçler gerektirmektedir.